Paris Anlaşması Yürürlüğe Girdi, Türkiye Bundan Sonra Nasıl Bir Süreç İzleyecek?
6 Ekim’de TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Paris İklim
Anlaşması, bugün itibariyle yürürlüğe girdi. Anlaşma kapsamında Türkiye’nin
iklim değişikliğiyle mücadelede yol haritasını belirlemesi ve ulusal katkı
beyanlarını güncellemesi gerekiyor.
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Paris İklim Anlaşması’na taraf olacağını duyurmasının ardından, Anlaşma 6 Ekim’de Meclis’te onaylanmış, 7 Ekim tarihinde de Resmi Gazete’de yayımlanmıştı.
11 Ekim’de Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’na ilişkin onayı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryası’na sunulmuştu.
Onayın sekretaryaya bildirilmesinden 30 gün sonra yani 10 Kasım itibariyle anlaşma yürürlüğe girdi ve böylece Türkiye anlaşmaya taraf 192’inci ülke oldu.
Türkiye’yi Nasıl Bir Süreç Bekliyor?
AA’dan alınan habere göre, Paris Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi, politikalarda ve yasalarda küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefine uygun şekilde düzenlenme yapılmasını sağlayacak hukuki ortamı oluştururken, Türkiye ulusal katkı beyanlarına ilişkin güncellemelerini bu çerçevede yapacak.
Yasal bağlayıcılığı olan anlaşma kapsamında daha önce emisyonlarını 2030’a kadar yüzde 21 artıştan azaltma taahhüdünü veren Türkiye’nin, ilk adım olarak, enerji, atık, ulaşım, binalar ve tarım sektörlerindeki emisyon azaltım hedeflerini içeren ulusal katkı beyanlarını güncelleyerek BM Sekretaryası’na sunması planlanıyor.
Türkiye’nin güncelleyeceği ulusal katkı beyanlarında 2053’te net sıfır emisyona ulaşma hedefine yönelik yol haritasının oluşturulması bekleniyor.
Paris İklim Anlaşması Nedir?
Paris İklim Anlaşması, 22 Nisan 2016 tarihinde New York’ta düzenlenen törenle Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCC) taraf ülkelerin imzasına açıldı.
191 ülke tarafından onaylanan anlaşma, dünyanın ilk kapsamlı iklim anlaşması olması dolayısıyla tarihi önem taşıyor.
Paris Anlaşması neyi hedefliyor?
Paris Anlaşması, iklim krizinin önüne geçmek için küresel yüzey sıcaklığındaki artışı 2 derece ile sınırlandırmak, mümkünse 1,5 derecenin altında tutmayı amaçlıyor.
Bunu sağlamak için karbon emisyonların mümkün olan en kısa sürede azaltılması ve 21’inci yüzyılın ikinci yarısına kadar salınan ve tutulan sera gazlarının dengelenmesi hedefleniyor.
Anlaşma ayrıca, tarafların iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama yeteneğini artırmayı ve "düşük sera gazı emisyonları ve iklime dirençli kalkınma yolunda tutarlı bir finansman akışı" sağlamayı hedefliyor.
Paris Anlaşması uyarınca, her ülke küresel ısınmayı azaltmak için üstlendiği katkıyı belirlemesi ve her 5 yılda bir ulusal katkı beyanını raporlaması gerekiyor.
Anlaşma, bir ülkeyi belirli bir tarihe kadar belirli bir emisyon hedefi koymaya zorlamasa bile, her ülkeye karbon salımını azaltmak için hedefler koyma yükümlülüğü getiriyor ve bu hedeflerin beş yılda bir gözden geçirilmesi öngörülüyor. Bu yıl Glasgow'da 31 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek COP26 Zirvesi, Paris İklim Anlaşması sonrası genel değerlendirmenin yapılacağı ilk zirve olacak.
Karbon salımını azaltmanın en önemli yolu, kömür ve fosil yakıtlara dayanan enerji üretimini mümkün olduğunca azaltarak, yenilenebilir enerji kaynaklarını finanse etmek, buna uygun iş alanları yaratmak ve enerji geçişini belirlenen tarih aralıklarında tamamlamak.
Kaynak: Gümrük TV