Paris İklim Anlaşması TBMM Genel Kurulu’nda Onaylandı: “Anlaşma Türkiye İçin Neden Önemli?”
İklim değişikliği konusunda ilk çok uluslu anlaşma özelliğine
sahip Paris İklim Anlaşması, Meclis Genel Kurulu’nda onaylanmasının ardından
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Bugün ki Resmi Gazete’de Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun yer aldı.
Kanun metninde, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin 21’inci Taraflar Konferansında kabul edilen ve Türkiye Cumhuriyeti adına 22 Nisan 2016 tarihinde imzalanan Paris Anlaşması’nın beyan ile birlikte onaylanmasının uygun bulunduğu belirtildi.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında, iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2015 yılında imzalanan, 2016 yılında yürürlüğe giren anlaşmayı Türkiye ilk imzalayan ülkeler arasında olmasına rağmen, bugüne kadar parlamentoda onaylanmadığı için anlaşmaya taraf olunmamıştı.
Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı iklimle ilgili yeterli finans kaynağına ulaşamadığı ve gelişmekte olan ülkelerle eşit koşullardan yararlanamadığı için uzun bir süredir onaylamayı geciktiriyordu.
Paris Anlaşması’nı imzalayan ülkelerde anlaşmanın yürürlüğe girmesi için o ülkelerin parlamentoları tarafından da onaylanması gerekiyor.
Anlaşmaya toplamda 197 ülke imza atmasına rağmen, bunların 191'i anlaşmaya taraf olarak süreci tamamladı. Bugüne kadar Türkiye ile birlikte Eritre, İran, Irak, Libya ve Yemen anlaşmayı onaylamamıştı. Türkiye, Paris Anlaşması’nı onaylamayan tek OECD ve G20 üyesi konumundaydı.
Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 27 Eylül’deki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, ‘Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylayacağını’ söylemesi üzerine anlaşma hızlı bir şekilde Meclis gündemine gelmiş ve 6 Ekim’de Meclis Genel Kurulu’nda onaylanmıştı.
Söz konusu kanunun bugün ki Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından, yine bugün yayımlanan mükerrer Resmi Gazete’de, Cumhurbaşkanı imzasıyla birlikte ‘Paris Anlaşmasının İlişik Beyanla Birlikte Onaylanması Hakkında Karar (Karar Sayısı: 4618)’ yer aldı. Böylece Paris Anlaşması beyanla birlikte onaylanarak yürürlüğe girmiş oldu.
Paris İklim Anlaşması Nedir?
Paris İklim Anlaşması, 22 Nisan 2016 tarihinde New York’ta düzenlenen törenle Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCC) taraf ülkelerin imzasına açıldı.
191 ülke tarafından onaylanan anlaşma, dünyanın ilk kapsamlı iklim anlaşması olması dolayısıyla tarihi önem taşıyor.
Paris Anlaşması neyi hedefliyor?
Paris Anlaşması, iklim krizinin önüne geçmek için küresel yüzey sıcaklığındaki artışı 2 derece ile sınırlandırmak, mümkünse 1,5 derecenin altında tutmayı amaçlıyor.
Bunu sağlamak için karbon emisyonların mümkün olan en kısa sürede azaltılması ve 21’inci yüzyılın ikinci yarısına kadar salınan ve tutulan sera gazlarının dengelenmesi hedefleniyor.
Anlaşma ayrıca, tarafların iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama yeteneğini artırmayı ve "düşük sera gazı emisyonları ve iklime dirençli kalkınma yolunda tutarlı bir finansman akışı" sağlamayı hedefliyor.
Paris Anlaşması uyarınca, her ülke küresel ısınmayı azaltmak için üstlendiği katkıyı belirlemesi ve her 5 yılda bir ulusal katkı beyanını raporlaması gerekiyor.
Anlaşma, bir ülkeyi belirli bir tarihe kadar belirli bir emisyon hedefi koymaya zorlamasa bile, her ülkeye karbon salımını azaltmak için hedefler koyma yükümlülüğü getiriyor ve bu hedeflerin beş yılda bir gözden geçirilmesi öngörülüyor. Bu yıl Glasgow'da 31 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek COP26 Zirvesi, Paris İklim Anlaşması sonrası genel değerlendirmenin yapılacağı ilk zirve olacak.
Karbon salımını azaltmanın en önemli yolu, kömür ve fosil yakıtlara dayanan enerji üretimini mümkün olduğunca azaltarak, yenilenebilir enerji kaynaklarını finanse etmek, buna uygun iş alanları yaratmak ve enerji geçişini belirlenen tarih aralıklarında tamamlamak.
1,5 derece ile 2 derece arasındaki fark nedir?
Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)’ye göre ortalama yüzey sıcaklığındaki artış 1,5 derece yerine 2 dereceyi bulduğunda;
- 1,5 derecelik sıcaklık artışında yüzde 100 artması beklenen sel riski 2 derecelik bir ısınmayla yüzde 170’e ulaşacak.
- Şiddetli kuraklığa maruz kalan insan sayısı 1,5 derecelik bir artışta 350, 2 derecelik bir artışta 410 milyona çakabilir.
- Aşırı sıcak hava dalgaları ise dünya nüfusunun yüzde 9’u yerine yüzde 28’ini etkileyebilir.
- Bununla birlikte her 0,5 derecelik artışın tarımda ürün verimliliğini daha da düşüreceği biliniyor.
- Küresel ortalama sıcaklık artışının 2 dereceyi geçmesi halinde insan hayatını doğrudan etkileyecek yıkıcı sonuçlar ortaya çıkacak.
Türkiye’nin anlaşmayı onaylaması neden önemli?
Türkiye’nin anlaşmaya taraf olmaması, taraf olmasından daha fazla bir ekonomik yük yaratabilirdi. Çünkü art arda karbonsuzlaşma ve karbon nötr olma hedefleri açıklayan birçok ülke, karbonsuzluğa dayanan yeni bir ekonomik düzen kuruyor.
Örneğin; Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKD)ile 2050 karbonsuzlaşma hedefine giden yolda, ticari ilişkileri olduğu ülkelerin de dönüşmesini bekliyor.
SKD mekanizması ile AB’ye ihraç edilen ürünlerde AB’nin belirlediği karbon sınır değerlerinin aşılması halinde ton başına 60 euro gibi ek bir gümrük vergisi uygulanacak. Türkiye’nin ihracatının neredeyse yarısını AB ülkelerine yaptığı ve yıllık ihracatın 70 milyar doları bulduğu göz önüne alındığında Türkiye, AB ile ihracatında yılda 2 milyar euroyu bulan bir vergi yükü ile karşılaşabilirdi.
Ekonomik çıktıları bir yana Türkiye, iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek coğrafyalardan birinde bulunuyor. İklim değişikliğinin giderek artan tahribatından korunmak, bir yandan da daha adil daha sağlıklı refah toplumu yaratmak için küresel iklim hareketinin fırsata çevrilmesi gerekiyor.
Resmi Gazete için tıklayınız.
Mükerrer Resmi Gazete için tıklayınız.
Haber: Elif TURAN
Kaynak: Gümrük TV