Gemisini Kurtaran Kaptan
Kendimle konuşmaya başladığım yaşlarımdan beri fonda hep bir dalga sesi olmuştur. İstanbul’da doğup büyümenin etkisi olsa gerek. Denizin sesine, tuzlu kokusuna yakın olamadığım zamanlarda hiç tat vermemiştir, kendi kendimle ettiğim sohbet. Denizsiz olmaz yani! Ama şu denizciler yok mu şu denizciler! En güzel yerinde gemi düdüğünü çalarlar hep sohbetin!
Geçtiğimiz haftadan bu yana yaptığımız haberler ve yazdığımız yazılarda da ordino alımı konusunun takipçisi olacağımıza söz vermiştik. Haberlerimizden sonra İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği konuya ilişkin ilgili STK’lara oldukça medeni yazılar yazdı. Duyarlı STK’lar ile video konferans ile toplantı organize edildi. Toplantıya İGMD, UTİKAD ve TÜRKLİM yöneticileri katıldı. UTİKAD bu yazılara yine oldukça medeni bir hareketle yanıt verdi ve hafta sonu Yönetim Kurulunu topladı. Davet edilmesine rağmen Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği (VDAD) toplantıya katılmadı. Sonrada Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne ‘Biz konşimentoları teslim almak zorundayız, Yük Teslim Belgelerini de vermemiz lazım yoksa mallar çıkmaz. Türk Ticaret Kanunu’nda yeri var. Siz Liman Tek Pencere Sistemi’nin altyapısını halledin ondan sonrasına bakarız’ kıvamında bir yazı yazdı.
İçinde deniz olan bu hikayeyi yazarken ne yazık ki ne denizin sesi geliyor kulağıma ne de burnuma kokusu. Tek duyduğum şey rahmetli Erol TAŞ’ın o ürkütücü gülüşü.
Önceki gün UTİKAD yönetimi üyelerine COVID-19 salgını kapsamında yük teslim talimat formu ibrazının elektronik ortama taşınması hususunda ki tavsiyelerini duyurdu. Burada UTİKAD yönetimine teşekkür etmek lazım, tavsiyeleri oldukça yerinde ve uygulanabilir. Fakat sektörün kendilerinden tavsiyenin ötesine geçen adımlar beklediğini bilmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Arkas haberimizden sonra ordino teslim edilen yerlerde hijyen kurallarına ve sosyal mesafeye uygun şekilde tedbirler alarak işlemlere devam ediyoruz dedi. Arkas’a da nezaketen teşekkür etmek yerinde olur. Ancak gördüğümüz fotoğraflar, videolar bizleri bir hayli üzdü. Teması sürdürmenin ve halen kağıt ortamında işlem yapmaya devam etmenin doğru olmadığı ortadadır.
Geldiğimiz noktada olay anlaşılmadı sanırım. Biz de tam olarak ifade edememiş olabiliriz. Farklı bir şekilde tekrar denemek istiyorum.
- Hey gemici! Dünyada artık gemiler yok, tek bir gemi var! Sen dahil hepimiz onun içindeyiz. Yarın Korona olabiliriz. Hepimiz Sağlık Bakanlığı’nın günlük tablolarında ölümlü birer rakam olabiliriz.
Yani ‘Gemisini Kurtaran Kaptan’a bu sefer madalya yok!
Ticaret Bakanlığı tarafından son günlerde yayınlanan düzenlemeler bu süreçte dış ticaret erbabının elini gerçekten çok rahatlattı. Bence en önemli düzenleme bu anlamda menşe ve dolaşım belgelerinin sonradan verilebilecek olması. Bakanlık dedi ki sen işine gücüne bak, Gümrük Vergisini falan boş ver. Sonra hallederiz. Sen sağlıklı ol yeter. Gerçekten müthiş. Menşe ve dolaşım belgesi vermiyorsun. Sonra getireceğim diyorsun. Ne mail ortamında bir belge görüntüsü ne de bir teminat, hiç biri istenmiyor! Gümrük vergisini ödemeden malını alıp gidiyorsun. Arkadaşlar temas böyle önlenir. Devlet bunu yapabiliyorken acenteler de buna benzer şeyler yapabilir diye düşünüyorum.
Eğer olay ordino ücretlerinin alınıp alınmaması meselesi ise biz olayın orasında değiliz. Mesele korona. Mesele insan. Mesele hastalıkla mücadele. Lütfen.
Gümrük Müşavirleri tarafında da ‘Ordino diye bir belge yoktur! Ordino belgesine para ödenmemeli! Ordino kalkmalı!’ şeklinde bazı zamansız yorumlar okuyoruz bu konuyla ilgili fark etmişsinizdir. Arkadaşlar, değerli meslektaşlarım. Bugünün konusu mudur bu? Bu tartışma geçtiğimiz yıl hararetli bir şekilde yapıldı. Gelecek yıl yine yapılsın diyecek hiç bir şeyim yok. Fakat şimdi olay başka. Sapla samanı karıştırmayalım lütfen. Ambarlı da memuru müşaviri her gün pozitif vaka haberleri geliyor. Kötü günler kapıda. Teması ortadan kaldıralım dememiz lazım hep bir ağızdan. Mesleki siyaset, hamaset… Bu gün bunlar bizi kurtarmaz. Lütfen.
Başta Sayın Bakanımız Ruhsar PEKCAN ve Sayın Bakan Yardımcılarımız olmak üzere Ticaret Bakanlığı’nın tüm üst düzey yöneticilerinin konuya eğildiklerini gösteren emareler görmeye çok ihtiyacımız olduğu bir gerçek. Gümrük Müşavirliği sektörüne özel bir şey değil talebimiz, insana dair, hayata dair.
Teşekkür
Bu hafta Dünya Gazetesi’nde yer alan yazısında yaptığımız haberlerden bahseden Dr. Hakan ÇINAR’a teşekkür ederiz.
Yine bu hafta TV100’de katıldığı 19’dan 12’ye programında bu konudan bahseden Süleyman Ecevit SANLI’ya teşekkür ederiz.
Kasvetli günlerden geçiyoruz. Yazımızın sonunu biraz gülümseterek bağlamak istiyorum. Denizci arkadaşlara ünlü halk ozanımız Enes Batur’dan bir dörtlükle seslenmek istiyorum.
“Buyrun benim bişey mi dedin
Siz aşadasınız ben zirvedeyim
Kralı izliyceksen bilet vereyim
Üzüldün mü sen!
Yazık sana bebeğim”
Böyle olmaz…
Editör kim şeklinde sorular geliyor, yanıtlayalım.
Bendeniz, Erdem İLBEYİ.
Süleyman Ecevit SANLI'nın TV100 Kanalındaki videosu izleyebilirisiniz.
Kaynak: Gümrük TV