PAGEV “Elektrik Faturaları Nisan'da Pes Dedirtiyor”
PAGEV Başkanı Yavuz EROĞLU yaptığı açıklamada sanayide çarkların yavaşladığı koronavirüs salgını sürecinde ülke ekonomisini ayakta tutmak için var gücüyle çalışan sanayicilerin yüksek elektrik fiyatlarının altında ezildiğini belirtti.Eroğlu “Üretim durma noktasına gelmişken bir de Nisan ayında gelen yüksek elektrik faturasının şoku ile sarsıldık. Avrupa Birliği istatistik kurumu Eurostat verilerine göre Avrupa ülkeleri içinde en pahalı elektriği kullanıyoruz. Rekabetçi olmaktan uzak enerji maliyetleri ile sanayinin çarkları dönmez, ihracat ve istihdam artmaz. Salgın nedeniyle üretimi azalan sanayicinin üzerindeki enerji yükünün atılması gerekiyor. Sanayi Sicil Belgesine sahip firmalar için enerji fiyatlarında indirime gidilmesini, enerji faturaları ödemelerinin üç ay ötelenmesini ve üç ay boyunca sanayicinin elektrik ve doğalgazının kesilmemesini istiyoruz. Önemli bir talebimiz de faturaları ikiye katlayan YEKDEM bedelinin en azından sene sonuna kadar alınmaması.” dedi.
Enerjide en yüksek faturayı Türkiye ödüyor
Düşen petrol fiyatlarına rağmen enerji faturalarının sanayicinin cebini yakmaya devam ettiğini vurgulayan Eroğlu, AB istatistik kurumu Eurostat’ın 2019’da ülkelerin satın alma gücü paritesine göre en fahiş elektrik faturasının Türkiye’de ödendiğini tespit ettiğini ifade etti.
Eroğlu Türkiye’deki Elektrik tüketiminin yüzde 70’inin işyerlerine ait olduğunu, EPDK verilerine göre Nisan ayında toplam elektrik tüketiminin yüzde 15 azaldığını belirtti. Koronavirüs salgını nedeniyle evde kalındığı için konutlardaki elektrik kullanımının ortalama yüzde 10 arttığı düşünüldüğünde sanayinin elektrik kullanımının yüzde 25 civarında düştüğü tahmin edildiğini kaydetti.
Sanayicinin üretime devam edebilmesi için enerji fiyatlarında bir düzenlemeye gidilmesinin şart olduğunu vurgulayan Eroğlu; “Türkiye’deki imalat sanayinin toplam elektrik tüketiminin yüzde 16,7’si plastik, petrokimya ve bağlantılı sanayinin üretimi için kullanılıyor. Ülke ekonomisine en çok katkı sağlayan sektörlerden plastik sanayi diğer tüm enerji yoğun sektörler gibi yüksek enerji maliyetleri karşısında zorlanıyor. Enerji ve doğalgaz fiyatları koronavirüs salgını öncesinde de rekabetçi olmaktan çok uzaktı. Salgın ile birlikte üretimini güçlükle sürdüren sanayici yüksek enerji bedellerini ödemekte çok zorlanıyor. Böyle bir süreçte bile ülke ekonomisine ve istihdamına katkı sunan sanayici yüksek faturalarla zor durumda bırakılmamalıdır. Enerji (Elektrik-Doğalgaz), üretim yapan sanayicinin en büyük maliyet kalemlerinden birini oluşturuyor. İçinden geçilen bu zor zamanlarda firmalar bir yandan yetersiz işletme sermayeleri, tahsilat güçlükleri, talep yetersizliği ve bankalardan krediye ulaşma güçlüğü yaşarken diğer yandan da ödemek zorunda kaldıkları yüksek faiz oranlarının baskısını taşıyor. Ürettikleri ürünleri ancak 6 aya varan uzun vadelerle satabiliyor; bununla beraber elektrik bedellerini aylık olarak ödüyor.” İfadelerini kullandı.
Eroğlu hâlihazırda petrol fiyatlarında tarihi bir düşüş yaşanıyorken Türkiye’de de elektrik ve doğalgaz fiyatlarının düşmesi gerektiğini, iç ve dış talebin bıçak gibi kesildiğini ve önümüzdeki döneme yönelik belirsizliğin hakim olduğu bir ortamda ayakta kalmaya ve istihdamını korumaya çalışan sanayicilerin en büyük maliyet kalemini oluşturan enerjide desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi.
Eroğlu “Türkiye’de elektrik tarifesi belirlenirken konutlara verilen bedelin düşük, enerjiye daha çok ihtiyacı olan sanayiye verilen bedelin ise yüksek tutulduğu bir politika izleniyor. Bu akla yatkın bir politika değil. Sanayi elektriğinin konuttan ucuz olması lazım ki sanayimiz rekabetçi olsun, sürdürülebilir istihdam yaratsın ve böylece hane halkı da işsiz kalıp elektrik parasını dahi ödeyemez hale gelmesin. Sanayici elektriğe daha uygun fiyatla ulaştığında bu durum üretim ve ihracata olumlu yansıyacak, yerli üretim arttığından ithalatın da azalmasını sağlayacaktır. Daha fazla istihdam, daha çok kazanç, daha çok harcama ile birlikte ekonominin çarkları da hızlanacaktır. Aksi durumda ise ülkemiz enerji maliyetlerinin üretime pozitif yansıdığı ülkelerden ithalat yapmak durumunda kalır. Bunun sonucunda da ihracat azalır, birçok sanayi tesisi kapanır, işsizlik rakamları artar ve bu da ekonomik olarak ciddi bir çıkmaza girmemize yol açar.” dedi
“Nisan’da üretim düştü ama faturalar arttı”
“Sanayicimizin sırtındaki bir diğer yük ise YEKDEM nedeniyle ödenen yüksek faturalar. YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması) sistemiyle devlet, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı enerji yatırımcılarını, 10 yıl süreyle döviz bazında belirli bir fiyat üzerinden alım garantisi sunarak destekliyor. Yani bir enerji firması rüzgar, güneş enerjisi, hidroelektrik santral gibi yatırımlar yaptığında devlet 10 sene boyunca döviz bazında teşvikli fiyatlarla alım garantisi veriyor. Döviz bazındaki bu yüksek bedelli alım garantisinin maliyeti toplam tüketim miktarına bölünerek elektrik faturalarına yansıtılıyor. Yani sanayiciler tarafından ödeniyor. Dolayısıyla döviz fiyatlarının yükseldiği ve havanın güneşli, akarsuların bol, rüzgarın çok estiği aylarda sanayicinin o ay ödeyeceği fatura daha da artıyor. Üstüne üstlük özellikle salgın sebebiyle olduğu gibi sanayide kapasite ve enerji kullanımı düşerse YEKDEM düşmediğinden sanayicinin elektrik faturaları düşmüyor hatta artmaya devam ediyor. Gerçekten de bugün durma noktasına gelen sanayi tesisleri çok daha az elektrik kullansalar da Nisan ayındaki faturalarını incelediklerinde büyük artışlar görüyorlar. Bu doğrultuda EPDK daha önce 121 TL olarak tahmin ettiği Nisan 2020 YEKDEM birim bedeli tahminini 228 TL olarak revize etmiş böylelikle elektrik maliyetlerindeki YEKDEM kaleminde yüzde 100’e yakın astronomik bir artış olmuştur. Yani salgın nedeniyle tüketilmeyen elektrik, sanayiciye zam olarak geri döndü.” Diyen Eroğlu sanayiciler birçok güçlükle mücadele edip ayakta kalmaya çalışırken bir de kullanmadıkları elektriğin parasını ödemek durumunda kaldıklarını ifade etti.
Eroğlu “Devletimizin yenilebilir enerji üretimini teşvik etmek için uyguladığı YEKDEM tarifesi ve oluşturduğu formül yaşadığımız ekonomik süreçte sanayiciler üzerine öngörülemez ve büyük maliyet yükü oluşturuyor. En azından sene sonuna kadar sanayicilerden YEKDEM bedeli alınmaması büyük bir sorunu ortadan kaldıracaktır.” dedi.
“Elektrikteki her yüzde 1 düşüş yüzde 0,3 ekstra istihdam demek”
Yapılan araştırmaların elektrik fiyatları ile yatırım ve istihdam arasında doğrudan bir ilişki olduğunu gösterdiğini ifade eden Eroğlu elektrik fiyatları ile yatırımlar ve istihdam arasında bir ekonomik model oluşturulduğunu, bu modele göre elektrik fiyatlarındaki yüzde 1’lik bir düşüş (diğer tüm koşullar aynı kalmak şartıyla) yüzde 0.30 ekstra istihdam yaratırken yüzde 0.55 ekstra imalat yatırımına sebep olduğunu belirterek, “Sanayide 5,4 milyon kişi istihdam edildiği düşünülürse döviz bazında yüzde 10’luk bir artış, yüzde 3’lük bir istihdam kaybı ve yüzde 5,5’lik bir yatırım kaybı anlamına geliyor. Bu veriler de gösteriyor ki sanayi elektriğinin fiyatı ayarlanırken ülkeler arası enerji fiyatlarının takibi, kişi başı GSMH ile elektrik fiyatları korelasyonu hesaba katılmalıdır. Özellikle enerjiyi yoğun kullanan demir, çelik ve kimya gibi sanayilerle ilgili enerji fiyatları belirlenirken etki ve rekabet analizleri yapılmadan dramatik artışlara gidilmemesi gerekiyor. Çok düşük marjlarla çalışan sanayi kuruluşları enerji fiyatlarındaki bu tür büyük artışlardan, YEKDEM gibi belirsiz ve fahiş ek fiyatlandırmalardan olumsuz etkilenmekte ve bazen ayakta kalamamaktadır.” dedi.
Kaynak: Gümrük TV