Yük Teslim Talimat Formu
Ulaştırma Ve Altyapı Bakanlığı, Denizcilik Genel Müdürlüğü “Yük teslim talimat formu” hakkında bir yazı yayımladı.Yazıda; 4458 sayılı Gümrük Kanun'undaki düzenlemelerle Gümrük İdaresinin antrepoculuk faaliyetinden çekildiği, antrepoculuk sahasını ilgilendiren ve mal tesliminde kullanılan "ordino"nun gümrük mevzuatından çıkarıldığı anımsatıldı.
Bu uygulama sonucunda denizyolu ile ithal edilen ve liman işletmelerinin geçici depo veya antrepolarına teslim edilmiş olan malların taşıyana sorulmaksızın konşimentoda alıcı olarak görülen kişilere yükün teslim edilmesi durumları ile karşı karşıya kalındığı, gerçek alıcısına teslim edilmemesinden kaynaklanan sorunlar yaşandığı, taraflar arasında mahkeme süreçleri yaşandığı belirtildi.
Ayrıca, ağırlıklı olarak Uzakdoğu'dan ithal edilen yükler için münferit ve yoğun hacimde ithalat faaliyeti gerçekleştirmeyen KOBİ kategorisindeki firmalardan fahiş ücretler talep edildiği belirtildi. Farklı adlar altında (dökümantasyon, lokal masraflar, terminal, organizasyon, parsiyel servis, iletişim vb.) yük alıcısına bazen navluna yaklaşan masraflar çıkartılmasının sürdürülebilir ticaretin önündeki engellerden biri olarak ortaya çıktığı vurgulandı. Bununla birlikte KOBİ’lerin aksine büyük hacimli ithalat yapan birçok firmadan ordino ücretinin alınmaması gibi hususlar ile de karşılaşıldığı ifade edildi.
Bu sebeple sektörden gelen talepler üzerine, deniz yoluyla ithal edilerek geçici depo ve antrepolara teslim edilen yüklerin alıcılarına tesliminde uyulacak hususları içeren Mülga Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü tarafından 17/05/2011 tarihli ve 14765 sayılı Talimatı düzenlendiği belirtildi.
Fahiş fiyat uygulamaları sebebiyle yaşanan mağduriyetlerin engellenmesi amacıyla yük teslim talimat formu için konşimento/yük teslim formu başına 150 TL tavan ücret belirlenmesine ve tavan ücretin her takvim yılı başında bir önceki yılın tüketici fiyat endeksi oranında artacak şekilde uygulanmasına yönelik 03/01/2018 tarihli ve 2018/1 sayılı Genelge düzenlendiği anımsatıldı.
Yapılan düzenleme ile yük alıcısı, taşıyan, taşıtan, liman işletmecisi, taşıma işleri komisyoncusu, gümrük müşavirleri, gemi acenteleri, ithalat ve ihracatçılar dahil ilgili tüm sektör taraflarının hak ve menfaatlerinin gözetilmeye çalışıldığı ancak bu düzenlemelere yönelik Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının yetkisi olmadığını gerekçe göstermek suretiyle davalar açıldığı ifade edildi.
Bu davalar sonucunda 2018/1 sayılı Genelgenin yürütmesinin Danıştay'ın konuya ilişkin görev ve yetkinin Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğüne ait olduğu hususundaki kararı ile 19.12.2018 tarihinde durdurulduğu belirtildi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca yürütmeyi durdurma kararının kanuni süre içerisinde uygulandığı ve sektöre duyurulduğu bildirildi.
Bununla birlikte, yük teslimini düzenleyen 2011 tarihli "Yük Teslim Talimat Formu"nun iptaline ilişkin idari yargı süreci kapsamında Danıştay İdari Dava İdareleri Kurulu'nun 17.12.2018 tarihli kararı ile Gümrük Yönetmeliği'nde taşıyanın sorumluluğunu gözeten ve pratikte yaşanan sorunları çözecek bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle yetki alanı dışında düzenleme yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığının belirtildiği ifade edildi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından karar düzeltme yoluna başvurulduğu, ancak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun karar düzeltme isteminin reddine karar verdiği bildirildi. Karar uyarınca, bahse konu deniz yoluyla ithal edilerek geçici depo ve antrepolara teslim edilen yüklerin alıcılarına tesliminde uyulacak hususlar ile Yük Teslim Talimat Formu uygulamasının söz konusu Mahkeme kararına istinaden yürürlükten kaldırıldığının Denizcilik Genel Müdürlüğünce ilgililere bildirildiği belirtildi.
Diğer taraftan, konuya ilişkin Anayasa Mahkemesinde açılan davalar sonucunda alınan 27 Haziran 2018 tarihli kararda ise; her ne kadar emtianın teslimi için gerekli olan ordinoların artık uygulamada geçerliliği kaldırılmış olsa da bu belgelerin hukuki geçerliliği bulunmayan belgelerden olmayıp ulusal ve uluslararası ticaret ve taşımacılıkta yüklerin teslimi için geçerli ve gerekli belgeler olduğu hususunda bir uzlaşı bulunduğu tespit edilerek ‘Yük Teslim Formlarının' kullanımının hak ihlali olmadığına karar verildiği bildirildi.
Yazıda devamla taşıma hukukunda varış yerine ulaşan malın taşıyan tarafından gönderilene tesliminin iki taraflı bir hukuki işlemi olduğu, bunun için taşıyanın kendi rızasıyla mal üzerindeki zilyetliğini sonlandırarak, alıcıyı zilyet kılması gerektiği belirtildi. Bu teslim işlemine taşıyanın katılmamasının, en azından teslimin onun onayı veya talimatıyla gerçekleşmemesinin ulusal ve uluslararası hukuka aykırı olacağı ifade edildi.
Bununla birlikte yurtdışındaki uygulamalarda "delivery order" adı ile kullanılan "Yük Teslim Talimat Formu"na emsal formlar için ortalama 40-50 USD civarında bir ücrete alındığ, Türk Ticaret Kanunu'nun 870 nci maddesinde: "Taşıma ücreti, eşyanın tesliminde ödenir. Taşıyıcı taşıma ücretinden başka, eşya için yapılan, duruma ve şartlara göre gerekli olan giderleri de isteyebilir." hükmünün amir olduğu belirtildi.
Bu doğrultuda, ithal edilerek Türkiye’ye getirilen ve taşıma araçlarından tahliye edilerek taşıyan veya onun acentesi ya da temsilcisi tarafından ilgili varış yeri terminallerine veya geçici depolama yerlerine teslim edilmiş olan uluslararası ticarete konu yükün alıcıya teslimi için; gümrük ithalat beyannamesi ile ispatlanmış olan yüke ilişkin gümrük vergi, resim ve harçların ödenmiş olması ve uluslararası ticarete konu malın doğru alıcıya tesliminin sağlanması ve taşımadan doğan navlun ve ilgilisi diğer masrafların taşıyana veya temsilcisine/acentesine ödenmiş olmasıyla alacak-verecek ilişkisinin tamamlanması gerektiği belirtildi.
Bununla birlikte, Gümrük Kanunu'nun 218 inci maddesine 7099 sayılı Kanunla eklenen "Türkiye ile diğer ülkeler arasında deniz ve havayolu ile yapılan eşya ve yolcu taşımalarında yararlanılan deniz ve havalimanlarını işleten kuruluşlar ile geçici depolama yeri işleticileri, gümrüklü sahalarda 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında bulunan gümrük iş ve işlemleri ile ilgili tahmil, tahliye, ardiye, saha içi taşıma ücretleri ve benzeri masrafların belirlenen azami bedellerine uymakla yükümlüdür. Bakanlık tarafından azami bedeller belirlenirken özelleştirme uygulamaları çerçevesinde yapılan sözleşmelerde yer alan düzenlemeler dikkate alınır." hükmünün amir olduğu bildirildi.
Yazıda ayrıca, Gümrük Yönetmeliği'nin "Yetki" başlıklı 559 uncu maddesinde ekonomik gereklilikler ve dış ticaret politikaları dikkate alınarak, geçici depolama yerleri ve gümrük antreposu ile ilgili düzenleme yapmaya, bu Yönetmelikte öngörülmeyen sorunların ortaya çıkması halinde bunları inceleyerek sonuçlandırmaya Müsteşarlığın (Mülga Gümrük Müsteşarlığı) yetkili olduğu düzenlemelerinin yer aldığı belirtildi.
Bu bağlamda, yük teslim süreçlerine ilişkin denizcilik uygulamalarının etkin ve verimli sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi, deniz ticaretinin belirli bir güvenlik seviyesinde seyrinin ve sektör temsilcilerinin ortak menfaatinin temini ile liman işletmelerinin yük ilgilileri ile idare arasında kalmaması, sektörden gelen taleplere yerinde ve doğru cevap verilebilmesi bakımından, bu konuda bir belge ya da elektronik uygulamanın yapılmasının uygun olacağının değerlendirildiği ifade edildi.
İlgili yazıya ulaşmak için tıklayınız.
Kaynak: Gümrük TV