İran’da Fiyat Kontrolleri Etrafında Yaşanan Tartışmalar
İran’da, devletin piyasada fiyatların oluşumu ve kar
oranlarının sınırlandırılmasına yönelik olarak faaliyetler bulunuyor. Bu
kapsamda fiyat kontrolleri uygulamalarına devlet tarafından yoğun bir şekilde
müracaat ediliyor.
Urumiye Ticaret Ataşeliği tarafından yayınlanan raporda; sanayi ürünleri satışında tavan fiyat belirlenmesi, temel tarım ürünlerinde garanti alım mekanizması yoluyla taban fiyat belirlenmesi ve malların üzerine üretici/ithalatçı fiyatının işlenmesi uygulamalarının genel çerçevesi çizilmeye çalışılarak, uygulamalara yönelik eleştirilere yer verildi.
İran Devleti, İran İslam Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilk yıllarından beri bazı temel mallar ve sanayi ürünlerinde fiyat kontrolü uygulaması kapsamında üreticilerin ürettiği malların piyasaya arzına tavan fiyat sınırlaması getiriyor. Fiyat tespiti Üretici ve Tüketici Destek Kurumunun teklifiyle Piyasa Düzenleme İdaresince onaylanıyor. Tavan fiyat malın fabrika çıkış fiyatıyla ilgili olduğu, üretilen malın nihai tüketiciye satışını kapsamadığı ifade ediliyor.
Devlet eliyle fiyat tespiti; otomobil, elektrik, demir çelik sanayisi, otomobil lastiği, hijyen ürünleri, gıda sanayisi ve ev eşyalarının da içinde bulunduğu muhtelif sektörlerde uygulanıyor. Üretici fiyatlarına tavan fiyat uygulanması sureti ile ürünlerin piyasaya daha düşük bir fiyatla arz edilmesi ve bu sayede tüketiciye de düşük fiyatla ulaştırılması hedefleniyor.
Öte yandan, uygulamada pek çok sorunla karşılaşıldı. Üretici fiyatlarına sınırlama getirilirken perakende fiyatına sınır getirilmemesi sebebiyle nihai fiyatlarda istenilen indirim gerçekleşmemekte ve üreticinin elde edeceği kazanç aracılara geçmekte. Bazı uzmanlar otomobil üreticilerinin fiyat kontrolleri sebebiyle üstlendikleri zararın 120 trilyon tümene (3,36 milyar ABD Doları) ulaştığını ifade etti.
Elektrik üretimi sektöründe ise; uygulanan düşük tarifelerin ülkedeki enerji yatırımlarının cazibesini azalttığı ve yetersiz yatırım ile beraber tüketimin de artış göstermesiyle elektrik kesintilerin görüldüğü ifade edildi.
İlaç sektörü temsilcileri ise uygulamanın yatırım eksikliği, bazı ilaçların piyasada bulunamaması, ülkeden dışarı ilaç kaçakçılığı, düşük fiyat kaynaklı olarak kişi başına tüketimin artması ve rekabet yetersizliği gibi problemlere yol açtığını dile getirdi.
Bazı sektörlerde hammaddelerin fiyatının serbest bir şekilde belirlenmesine izin verilirken bitmiş ürünün fabrika satış fiyatının denetlemeye tabi olmasının kârlı bir şekilde üretim yapma imkânını ortadan kaldırdığı, ayrıca; söz konusu uygulama ile halka açık olan şirketlerin hissedarlarının da zarar gördüğü ifade edildi. Ülkede pek çok sektörde görülen düşük kapasite kullanım oranlarının da kısmen bu uygulamadan kaynaklandığına ilişkin görüşler mevcut.
Ayrıca; mevzuatta üreticilerin fiyat kontrolü uygulaması sebebiyle karşı karşıya kaldıkları zararların devlet tarafından tazmin edilmesine ilişkin hükümler bulunmasına rağmen devlet tarafından bu kapsamda ciddi bir faaliyet gerçekleştirilmediği belirtildi.
Geçmiş hükümetlerde görev yapan Sanayi Maden ve Ticaret Bakanları uygulamaya muhalif olduklarını deklare ederek kaldırılması yönünde girişimlerde bulunmuş fakat problemin çözümüne yönelik olarak önemli bir ilerleme sağlanamadı. Mevcut hükümetin Sanayi Maden ve Ticaret Bakanı Seyit Rıza Fatimi Emin de devletin fiyat tespiti yerine fiyatların belirlenmesine ilişkin kriterleri ortaya koyması ve bunun takibatını yapması gerektiğine ilişkin görüş belirtti.
Mevcut hükümet 2021 yılı Haziran ayında göreve geldikten sonra bu görüş doğrultusunda çalışmalara ağırlık vermiş ve öncelikle çimento ve çelik ürünlerinde fiyat tespiti uygulamasına son verdi. Hali hazırda bu ürünler İran Ticaret Borsasında piyasaya arz edildi.
Yetkililer üçüncü aşama olarak otomotiv sektöründe düzenleme yapılacağını ilan etti ve bu kapsamda düşük miktarda da olsa (Aralık 2022’ye kadar 2.872 adet araç) İran Khodro, Saipa ve Kerman Motor firmalarına ait bazı modellerin Borsa’da arzına başlandığına ilişkin haberler basına yansıdı.
İran’da Devlet sadece sanayi ürünlerinde değil temel tarım ürünlerinde de fiyat oluşumlarına müdahale etti. 21.06.1368 (12 Eylül 1989) tarihinde yürürlüğe giren “Temel Tarım Ürünleri Alımını Tazmin Yasası” kapsamında tarım ürünlerinin (buğday, pirinç, mısır, arpa, pancar, çay, patates, soğan, yağlı tohumlar, hububat ve pamuk) devlet tarafından çiftçilerden her yıl belirlenen bir taban fiyattan satın alınması uygulaması devletin piyasa fiyatlarına müdahale amacıyla kullandığı bir diğer enstrüman olarak çıkıyor.
Söz konusu Kanun’da 13.09.1399 (3 Aralık 2020) tarihinde yapılan bir değişiklikle alım fiyatlarının tespiti ile görevli Fiyat Belirleme Konseyi (Şuraye Geymat Gozari) kuruldu. Konsey üyeleri Tarım Bakanı (Konsey Başkanı) Ekonomi ve Vergi Bakanı, İran Bütçe Düzenleme Kurumu, Tarım Sendikaları Teşkilatı Başkanı, İran Kırsal ve Tarımsal Kooperatifler Merkez Birliği Başkanı, Ziraat Mühendisliği ve Doğal Kaynaklar Teşkilatı Başkanı, Tarım Bakanının kararıyla seçilen 2 deneyimli çiftçi ve Ulusal Buğday Birliği Başkanından oluşuyor.
Söz konusu Konsey uygulama kapsamındaki ürünlerin üretim maliyetlerini de göz önünde bulundurarak her yılın en geç Temmuz ayına kadar alım fiyatlarını belirlemekte ve belirlenen taban fiyat Eylül ayının sonuna kadar ilan edilmekte.
05.19.1389 tarihli (27 Temmuz 2010) “Tarım Ürünleri ve Tabii Kaynakların Verimliliğinin Artırılması Kanunu” nun 33 üncü maddesi kapsamında alım garantisi yanında garanti fiyat uygulaması da yürürlüğe girdi. Bu çerçevede; çiftçiler alım garantisi kapsamındaki ürünleri Ticaret Borsası’nda satmakta, Borsada oluşan fiyatın ilan edilen alım fiyatının altında oluşması durumunda devlet aradaki farkı çiftçiye ödemekte.
Malların Üzerine Üretici/İthalat Fiyatının İşlenmesi Uygulaması
İran’da fiyatların düzenlenmesi için kullanılan bir diğer enstrüman malların üzerine üretici fiyatı (fabrikadan çıkış fiyatı) ya da ithalat fiyatı ve tüketici fiyatının (marketlerde satış fiyatı) işlenmesi uygulaması. Uygulama kapsamında malın fabrikadan çıkmasından nihai tüketiciye ulaşmasına kadar geçen süreçte devreye giren aracıların kar oranlarına sınırlama getirilmesi ve fahiş fiyatların önüne geçilmesi amaçlanıyor. Uygulamanın bir diğer amacı ise aldatıcı indirimlerin önüne geçmek. Fiyat tespiti Üretici ve Tüketici Destek Kurumu tarafından yapılıyor.
Uygulama geçtiğimiz yıl tedricen yürürlüğe girmiş; 27.09.1400 (18 Aralık 2021) tarihinde maden suyu, meyve suyu, gazlı içecek, alkolsüz bira, mutfak robotu, meyve sıkacağı, kıyma makinesi ve mikrodalga fırınların ambalajlarının üzerine üretici fiyatlarının işlenmesi ile başlayan süreç 01.01.1401 (21 Mart 2022) tarihinde başta gıda malzemeleri olmak üzere ambalajlı olarak satılan bütün ürünlerin üzerine üretici ve tüketici fiyatlarının beraber olarak işlenmesi zorunluluğunun getirilmesi ile tamamlandı. Ayrıca; 21 Nisan 2022 tarihinden itibaren üreticilerin üretici fiyatlarını 124 adlı sisteme kayıt etmeleri zorunluluğu getirildi.
Uygulama kapsamında her mal için fabrikadan çıkış fiyatı üzerinden dağıtıcı ve perakendeci için ayrı ayrı makul kar oranları belirlenerek nihai fiyat tespit edildi. Yetkililer tarafından yapılan açıklamalardan anlaşıldığı üzere üretici fiyatı üzerine azami yüzde 20-25 civarı ilavede bulunularak malın nihai fiyatına ulaşılıyor. Toptan satışlarda ise bu oranın yüzde 15 seviyelerine kadar düştüğü görülüyor.
Uygulama ile ilgili; üretici fiyatlarının tespitinin zorluğu, fabrikaya yakın bölgelere yapılan taşıma ile ülkenin en uzak bölgesine yapılan taşımalar arasında çok ciddi maliyet farkları bulunması, her bir perakendeci ve toptancının maliyetlerinde satış yapılan bölgenin yaşam standartları çerçevesinde önemli farklar bulunması hususunda eleştiriler yapılıyor.
Kaynak: Gümrük TV