Sanayiciler Sınırda Karbon Vergisi İçin Pozitif Ayrımcılık İstiyor
Sanayiciler, bir yıl sonra çimento, demir çelik, alüminyum
sektörlerinde uygulanmaya başlayacak ‘Sınırda Karbon Vergisi’ için pozitif
ayrımcılık istiyor.
Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Murat Özdemir, 1 Ekim’de ölçümlenmeye başlayan Sınırda Karbon Vergisi ve OSB’lerde kullanılan elektriğin en az yüzde 10’unun yenilenebilir enerjiden karşılanması konularını değerlendirdi.
Özdemir, GES ve RES yatırımlarında sanayiciye öncelik verilerek Avrupa Birliği ülkelerine olan ihracatımızda oluşacak ortalama 12 milyar dolar ve üzeri ‘Sınırda Karbon Vergisi’nin bertaraf edilebileceğine dikkat çekti.
Sınırda Karbon Vergisi, 3 sektörde 12 milyar dolar ek maliyet getirecek
Türkiye’nin ortalama 220 milyar dolarlık ihracatının yaklaşık 120 milyar dolarının AB ülkelerine yapıldığını, bunun da sanayicimize ve beraberinde ülke ekonomisine 12 milyar dolarlık ek bir vergi yükü getireceğini ifade eden Özdemir, “İklim değişikliği ile mücadele ve yeşil dönüşüm kapsamında Türkiye’nin de taraf olduğu Paris Anlaşması ile birlikte hayatımıza giren Sınırda Karbon Vergisi, kapımıza geldi. 1 Ekim’de uygulamaya dair ölçümler yapılmaya başlandı. Bunlar 3 aylık periyodlar halinde raporlanacak ve 1 Ocak 2025’ten itibaren özellikle ilk etapta çimento, demir çelik, alüminyum ve elektrik gibi sektörlerde vergilendirme başlayacak.” dedi.
Sanayide karbon salımını etkileyen en önemli faktör elektrik tüketimi
Türkiye’nin elektrik ihraç etmediğini ancak vergilendirmeye tabi olacak üç sektörde elektrik tüketiminin çok fazla olduğuna dikkat çeken Özdemir, “Sanayide bu tip sektörlerde karbon salımını etkileyen en önemli faktör elektrik tüketimidir. Bacalı sanayinin haricinde yüzde 60 – 70’ten fazlası elektrik tüketiminden kaynaklanıyor. Fabrikalar fosil yakıtlı bir elektrik kaynağından elektriğini karşılıyorsa, bu karbon salımına sebep oluyor.” şeklinde konuştu.
Sanayicimiz bir yıl gibi kısa bir sürede karbon vergisi ile karşı karşıya
Sanayicilerin karbon salımını azaltmak için güneş veya rüzgâr enerjisi yatırımı yapmak istediğine dikkat çeken Özdemir, “Bununla ilgili başarılı bir mevzuatımız var. Türkiye’nin herhangi bir yerinde rüzgâr veya güneşten enerji üretip, Türkiye’nin herhangi bir yerinde tüketiminize mahsup edebiliyorsunuz. Koşulsuz mahsuplaşma dediğimiz bu başarılı uygulama ile birlikte 5-6 adeti bulan tüketim tesisinizi konsolide edebiliyorsunuz. Ancak kapasite sorunumuz var. TEİAŞ da bağlantı noktası farklı olan yerlerde kapasiteleri doldurduğunu ifade ediyor. Sanayicilere ve diğer projelere verilen kapasiteler sonucunda mevcut durumda kapasite kalmadığını bildiriliyor. Önümüzde bir de depolamalı GES ve RES projeleri var. Biz bu noktada hükümetimizin önceliği sanayicilere vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Tekrar vurgulamak isterim ki ölçümlerin başlaması ile birlikte sanayicimiz bir yıl gibi kısa bir sürede karbon vergisi ile karşı karşıya kalacak. Depolamalı GES ve RES projelerinde imar ve ruhsat süreçlerinden dolayı bir buçuk yıldan önce geliştirilemiyor. Bu konu ile ilgili pozitif ayrımcılık bekliyoruz.” dedi.
GES ve RES yatırımları ile cari açığın önemli bir kısmı kontrol altına alınabilir
Geçtiğimiz ay içerisinde Dünya Bankası’na Çatı GES uygulamaları için 85 milyon dolarlık bir fon sağlandığını ve Ekim ayında Maliye Bakanlığı’nın uygulama detaylarının açıklanmasını beklediklerini ifade eden GENSED Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir, “Maliye ve Hazine Bakanımız Mehmet Şimşek’in de belirttiği gibi önümüzdeki 10 yıl içerisinde yapacağımız yenilenebilir enerji yatırımlarını, 3 yıla sığdırabilirsek cari açığın önemli bir kısmını kontrol altına almış olacağız. Bu konuda en büyük problemlerin finansman kaynağı ve kapasite olduğunu söyleyebiliriz. Biz de sektör olarak dört gözle bakanımızın açıklamasının ardından gelecek olan yeni kampanyaları ve önceliklerle birlikte yeni girişimleri bekliyoruz.” şeklinde konuştu.
Kaynak: Gümrük TV