Bahçıvan: “Dünya ve Avrupa’daki Enerji Krizi, Enerjide Bağımsızlığın Önemini Gösteriyor”
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin ağustos ayı olağan toplantısı, “Enerji Arzındaki Gelişmelerin Avrupa ve Türkiye’ye Etkileri’’ ana gündemi gerçekleştirildi.“Enerji Arzındaki Gelişmelerin Avrupa ve Türkiye’ye Etkileri” ana gündem konulu meclis toplantısı İSO Meclis Başkan Yardımcısı Ayhan Yavrucu tarafından açıldı.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan Meclis yaptığı konuşmada, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle siyasal bir kimliğe bürünen enerji krizinin, önümüzdeki dönemde toplumsal yükleri artıracağına dikkat çekerek “Yaşamakta olduğumuz enerji krizinin bizlere gösterdiği en önemli gerçek; enerjide ülkelerin kendi kendilerine yetebilmelerinin, bağımlı olmamanın ne kadar önemli olduğudur. ‘Enerjide Yeşil Dönüşüm’ü gerçekleştirebilmemiz için gerekli yenilenebilir enerji yatırımlarının en güçlü enstrümanlar ile sürekli olarak teşvik edilmesi gerekiyor” dedi.
Bahçıvan, açılış konuşmasında Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaş nedeniyle Rusya’ya uygulanan yaptırımlar ve bunun neticesinde Rusya’nın Avrupa’ya gaz sevkiyatını azaltması sonucu, konunun Avrupa’da tam bir enerji krizine dönüştüğüne tanık olunduğunu söyledi. Son günlerde, Avrupalı bazı sanayi firmalarının enerji maliyetleri nedeniyle üretime ara verdiğini, dar gelirli ailelerin kışı soğukta geçireceklerini, enerji firmalarının iflas ediyor olduğu yönündeki kritik haberlerin de gündeme damga vurduğunun altını çizen Bahçıvan sözlerini “Bu son gelişmeler üzerine, hiç tereddüt etmeden şu tespiti yapabiliriz: 1970’leri andıran ama sebep sonuç ilişkisi açısından farklılık gösteren küresel bir enerji krizinin eşiğindeyiz. Geçmişe dönüp bakacak olursak, 50 yıl önce yaşanan petrol şoku, jeopolitik gerilimlerden kaynaklanıyorken; bugün yaşamakta olduğumuz kriz ise, pandemi sonrası tedarik zincirindeki aksamalar ve stok erimesi sebebiyle arzın talebi karşılayamaması sonucu tetiklendi. Biraz önce ifade ettiğim gibi uygulanan yaptırımlar nedeniyle Rusya’nın Avrupa’ya enerji arzını azaltması da krizin derinleşmesinde önemli rol oynadı ve oynamaya da devam ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Yaşanan krizin ana nedenlerinden birinin de son yıllarda enerji sektöründeki arama ve yatırımların azalması olarak gösteren Bahçıvan, 1980’lerden başlayarak hızla özelleştirilen enerji sektörünün, sabit yatırım üzerinden kar etmeye çalıştığını ve kapasite arttırmadığını belirtti. Bununla birlikte bankaların fosil yakıtlı santrallere kredi vermekte isteksiz davrandığına dikkat çeken Bahçıvan, “Bugün, Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre 2022’de enerji yatırımlarının ağırlıklı bir şekilde temiz enerji olmak üzere yüzde 8 artarak 2,4 trilyon ABD dolarına ulaşması bekleniyor. Ancak bu yatırımların ne geleceğin beklentilerini ne de günümüz enerji krizini karşılamaktan oldukça uzakta olduğu bir gerçek” dedi.
Bahçıvan “Yaşamakta olduğumuz enerji krizinin bizlere gösterdiği en önemli gerçek; enerjide ülkelerin kendi kendilerine yetebilmelerinin, bağımlı olmamanın ne kadar önemli olduğudur” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin enerjide kendi kendine yetebilen bir ülke olabilmek için zengin güneş, rüzgar ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip olduğuna dikkat çeken Bahçıvan, “Enerjide Yeşil Dönüşümü gerçekleştirebilmemiz için gerekli yenilenebilir enerji yatırımlarının en güçlü enstrümanlar ile sürekli olarak teşvik edilmesi gerekiyor. Mayıs 2019’da yayımlanan lisanssız yönetmeliği, sanayicilerimizi çatılarına güneş enerjisi yatırımı yapmaya teşvik etmiş, üretilen enerjinin ihtiyaç fazlasının satılabilmesine de olanak sağlamıştı. Ancak, 11 Ağustos’ta yayımlanan karar ile satışı yapılabilecek elektrik miktarı tüketilen miktar ile sınırlandırılmıştır. Bu uygulama mevcut ve yeni yatırımları olumsuz etkileyebilecektir. Enerjiye yönelik yatırımların uzun vadeli yatırımlar olduğunu, yatırımlara yönelik politika ve teşviklerin bu bakış açısı ile belirlenmesi gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum.” dedi.
Kaynak: Gümrük TV