İSO Nisan Ayı Olağan Toplantısı Yapıldı
İSO Meclisi’nin nisan ayı olağan toplantısı, “Katma Değerli
Yenilikçi Üretim ile Küresel Değer Zincirlerinde Üst Sıralara Çıkmak İçin
Yatırım, Üretim ve İhracat Odaklı Ekonominin Türkiye İçin Önemi” ana gündemi
gerçekleştirildi.
İSO Meclisi Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından yönetilen toplantıya Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati konuşmasında;
“Yakın zamanda yatırım, ihracat ve işletme harcamalarına yönelik KGF paketini sizlerin kullanımına sunduk. Ülkemizin üretim kapasitesini ve ihracat potansiyelini artırmak için Selektif Kredi Politikamıza bir yenisini daha ekledik. İhracatçılara ve turizm sektörüne uygun faizli, uzun vadeli TL cinsinden kredi imkânı sunuyoruz. Bu çerçevede, 100 milyar lirası ihracatçılara, 50 milyar lirası ise turizmcilere olmak üzere toplamda 150 milyar liralık uzun vadeli ve düşük faizli kredi imkânı sağlanacaktır. Söz konusu krediler, ihracatı artırıcı, ithalatı azaltıcı alanlara yönelik yapılan yatırımlara aktarılacak. Bunlar arasından da yerli makine ve teçhizat yatırımları önceliklendirilecek” dedi.
Bakan Nebati konuşmasında, yeşil dönüşüm ve yeşil finansmana konularına da yer verdi. İmzalanan Paris İklim Antlaşması ve AB Yeşil Mutabakat Eylem Planı çerçevesinde, 2053 yılında net sıfır emisyon hedefinin ilan edildiğini ve yeşil OSB’lerin oluşturulması için Dünya Bankası’ndan 300 milyon dolarlık kredi sağlandığını söyledi.
Nebati, yeşil dönüşümde yatırımların finansmanı amacıyla uluslararası kuruluşlarla birlikte çalışıldığını ve önümüzdeki 3 yılda 3,2 milyar dolarlık iklim finansmanı sağlanacağına vurgu yaptı. Ayrıca, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan enerji verimliliği alanında kullanılmak üzere 500 milyon euro tutarında finansmanın, sanayicilerin kullanımına açılacağını ekledi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati konuşmasının sonunda, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik konularındaki çalışmaları adına İSO’ya teşekkürlerini iletti.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da konuşmasında, Türkiye’nin mevcut durumuna bakıldığında, yeni döneme hem fırsatlar hem de risklerle girdiğini gördüklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bildiğiniz üzere geçen yılı sanayi sektörü öncülüğünde ve ihracatta sağlanan güçlü artış sayesinde çift haneli büyümeyle kapatmayı başardık. Ne var ki, küresel emtia fiyatlarındaki yükseliş ve Türk lirasındaki değer kaybı sonucu aynı zamanda ciddi bir enflasyon sorunuyla da karşı karşıya kaldık. Hiç kuşkusuz, sanayi sektörümüz yüksek enflasyondan olumsuz etkilenen kesimlerin başında gelmekte. Artan maliyetler nedeniyle işletme sermayesi ve finansman ihtiyacında ciddi bir artış söz konusu. Yine yatırımların planlanmasından piyasada fiyat belirlemeye kadar pek çok süreç olumsuz etkileniyor. Bu anlamda enflasyon sanayici için önemli bir istikrarsızlık ve öngörülebilirlik sorunu yaratıyor.”
Sanayi sektörünün son dönemlerde yüksek karlılıkla çalıştığı yönünde bir algı olmakla birlikte, bu karlılığın belirli sektörlerde yüksek döviz kuru ve emtia fiyatlarından da destek aldığının gözden kaçırılmaması gerektiğinin altını çizen Erdal Bahçıvan, sanayinin yeni yatırımları gerçekleştirebilmesi için dönemsel ve belli koşullara bağlı karlılığa değil sürdürülebilir bir karlılığa ulaşmasının önemine değindi. Enflasyonun olumsuz etkilerinden birinin de büyüme tarafında ortaya çıktığını belirten Bahçıvan, “Dünyada süregelen belirsizlik ortamının yanı sıra enflasyonun reel gelirlerde yarattığı erozyon nedeniyle iç talepte yaşanabilecek bir soğuma, büyüme performansımızı da olumsuz etkileme potansiyeli taşımaktadır. Nitekim PMI gibi öncü ekonomik göstergeler de ilk çeyrekte bir ivme kaybına işaret ediyor. Dünyadaki enflasyonist ortam, yurtiçinde ise beklenti kanalı ve fiyatlama davranışlarındaki bozulma düşünüldüğünde yüksek enflasyonun uzun bir süre daha bizimle beraber olabileceğini göz önünde bulundurmalıyız. Bu bağlamda ortaya konulan çabaları desteklemekle beraber, enflasyonu kalıcı olarak düşürebilmek için daha fazla gayrete ihtiyaç olduğunun da altını çizmek istiyorum” dedi.
Enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan fiyat denetimlerindeki bazı sıkıntılara da değinen Bahçıvan, hiç tereddütsüz İSO olarak bu süreci istismar etmeye kalkışanların her zaman karşısında olduklarını dile getirdi. Bununla birlikte denetimlerin herkese potansiyel suçlu olarak bakılması noktasına getirilmemesi ve dürüst şirketlerin zan altında kalmamasına azami özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Diğer taraftan gıda enflasyonu söz konusu olduğunda sorunun ve çözümün en başta üretim tarafında ve tarım sektöründe aranması gereği de unutulmamalı. Nitekim savaşla birlikte çeşitli tarım ürünlerinde yaşanan fiyat artışları, tüm dünyada ülkelerin yeterli üretim tabanına sahip olmasının stratejik önemini bir kez daha ortaya koydu. Bilindiği üzere enflasyon artışında belirleyici unsurlardan biri olan enerji, sanayimizin en önemli girdisini ve maliyet kalemini oluşturuyor. Doğalgazda yaşanan fiyat artışlarının getirdiği yükün büyük ölçüde sanayi sektörü tarafından karşılanıyor olması, sanayimizin rekabet gücünü son derece olumsuz yönde etkilemektedir. Enerji kullanma politikasını doğalgaza çeviren birçok sanayici uygulanmakta olan fiyat tarifesinden olumsuz etkileniyor. Sanayide yüksek limitlerde doğalgaz kullanmak sanki israf gibi görülüyor ve bu sebeple adeta doğalgaza güvenenler cezalandırılıyor. Söz konusu fiyat tarifesi kaldırılmalıdır.”
Kaynak: Gümrük TV