“Dünya Bankası Türkiye’ye Destek Olmaya Hazır”
İSO Yeşil Gündem Sohbetleri’nde ünlü Klimatolog Prof. Gordon
McBean ve Dünya Bankası İklim Değişikliği Grubu Baş Ekonomisti Stephane
Hallegatte sanayicilerle buluştu.
İstanbul Sanayi Odası (İSO), Sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında başlattığı “İSO Yeşil Gündem Sohbetleri”nin ikincisinde iklim değişikliği ile ilgili dünyanın önde gelen iki uzmanını sanayiciler ile buluşturdu. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde online olarak düzenlenen “İklim Değişikliğine Küresel Bakış ve Krizleri Yönetmek” paneline, Klimatolog ve Kanada Western Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Gordon McBean ve Dünya Bankası İklim Değişikliği Grubu Baş Ekonomisti Stephane Hallegatte katılarak sürdürülebilirlik gündemi çerçevesinde iklim değişikliği ile ilgili son gelişmeleri değerlendirdi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ve uzmanlar, iklim değişikliği ile mücadelede sonuç almak için küresel işbirliğinin tesis edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Toplantının açılışında konuşan İSO Başkanı Bahçıvan, sanayiciliğin, üretmekle olduğu kadar, toplumsal yaşamın her noktasında tam bir sorumluluk bilinciyle hareket etmekle de ilişkili bir meslek anlayışını kendilerine verdiğine işaret eden Bahçıvan, bu nedenle yatırım yaparken de üretirken de neleri tükettiklerinin bilinciyle hareket etmeyi en önemli ilkeleri ve politikaları olarak gördüklerini belirtti. Bahçıvan, sürdürülebilirliği korumanın bu noktada başladığının bilincinde olduklarının altını çizdi.
McBean: “Yaşam, siyasal çıkarlardan önceliklidir”
İSO Yeşil Gündem Sohbetlerindeki “İklim Değişikliğine Küresel Bakış ve Krizleri Yönetmek” panelinde konuşan Klimatolog ve Kanada Western Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Gordon McBean, Küresel zorlukların birbiri ile entegre olduğuna ancak yanıtların çok dağınık verildiğine dikkat çekti. İklim değişikliği ile mücadelede bu şekilde çözüme ulaşılamayacağının altını çizen McBean, “Bu çözüm değil, felaketin reçetesidir” dedi.
Doğal afetlerin önüne geçmek için harekete geçmek ve iklim kriziyle mücadeleye yatırım yapmak gerektiğini vurgulayan McBean, “Bunun için öncelikle küresel iş birliğini tesis etmemiz gerekiyor. Yaşam, siyasal çıkarlardan çok daha önceliklidir. Uluslararası anlamda iş birliği yapmak gerekiyor. Bir ülkenin faaliyetinin komşu ya da diğer ülkelere zarar vermemesi gerekiyor. Bilimsel temelli kuruluşların da devletlerin de entegre yaklaşım sergilemesi gerekiyor. En önemli konulardan biri de toplumlardaki yoksul kesimlerin nasıl etkileneceğiyle ilgili çözümler üretmek. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için de finansal destek hayati” dedi.
İklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yönelik fayda/zarar analizleri yapmak gerektiğine de değinen McBean, yerel aktörlerle uluslararası programları bir araya getirecek programlara ihtiyaç duyulduğunu söyledi. McBean, “Bunu bir yatırım stratejisi gibi düşünebiliriz. İklim değişikliğinden dünyanın her yeri aynı şekilde etkilenmiyor. Örneğin Kanada’da üç kat daha fazla etkileniyoruz. Bu bilgileri alıp bölgelere göre düzenlemek gerekiyor. En önemlisi yerel düzeylerde entegre bir uyarı sistemine sahip olmak. Örneğin Kanada’da meteoroloji sel olacağını bilgisini sadece bilimsel olarak vermiyor, herkesin anlayabileceği şekilde veriyor. Devletlerin ve bilimsel kuruluşların birlikte düşünmesi ve hareket etmesi gerekli” dedi.
Hallegatte: “GSYİH refahın tek göstergesi değil, çevre ile ortak hareket lazım”
Dünya Bankası İklim Değişikliği Grubu Baş Ekonomisti Stephane Hallegatte, günümüzde ekonomik gelişmişlik için Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) gereğinden fazla odaklanıldığını belirterek “GSYİH yaşam kalitesinin iyileşmesinde önemli bir gösterge ama tek başına refahın bir göstergesi olamaz. Çevre koşullarıyla ortak hareket etmek lazım. Ekonomik büyümeyi sürdürürken çevreyi korumanın nasıl ölçüleceğini iyi hesaplamak zorundayız. Hizmetlere erişim ya da eşitsizlikler de önemli göstergeler. Gelir seviyesi ne kadar yüksek olursa olsun, bazı hizmetlere erişim olmayınca yoksul olarak addediliyorsunuz” dedi.
Enerjide dönüşüme değinen ve enerji sistemine bir bütün olarak bakmak gerektiğini söyleyen Hallegatte, “Elektrik üretiminin 2040’a geldiğinde karbon sıfır olması gerekiyor. Sıfır emisyon kolektif bir eylemle mümkün. ABD, Çin, Güney Kore gibi ülkeler sıfır karbon olma taahhüdünde bulundular. Bu dönüşümün içinde olmak bütün ülkelerin çıkarlarına hizmet eder. Hikayenin sonunda doğru tarafta olacak mıyım diye bakmak, ayak dirememek lazım. Son beş senede hem dünyada hem de Türkiye’deki dönüşüm çok çarpıcı. Dönüşümde hepimiz hemfikiriz. Önemli olan bu dönüşümün nasıl olması gerektiği. Küresel olarak ne kadar iş birliği yaparsak, ülkelerin bir arada hareket etmesini sağlarsak, o kadar iyi sonuçlar elde ederiz. Dönüşümün sorunsuz olması için, bir arada hareket etmek elzemdir. Sadece hükümetler arası değil, endüstriler, ticaret ve sanayi odaları arasında da iş birliği yapılması önemli” dedi.
Tüm ülkelerin kendi içinde başarıları ve zayıflıkları olduğunun altını çizen Hallegatte, “Türkiye’de 2000’li yıllarında başında yenilenebilir enerjinin payı sıfıra yakındı ancak şu anda yüzde 15 seviyesinde. Bu çok önemli bir başarı. Yine toprak kayıplarınız vardı ama Hükümet ormanlaştırma konusunda başarılı hareket etti” yorumunu yaptı.
Artık krizlerin kısa değil uzun dönemli olduğunu düşünmek gerektiğini belirten Hallegatte, ortaya çıkardığı fırsatları da unutmamak gerektiğini belirterek “Örneğin Covid-19 sürecinde birçok kişi işini kaybetti. İstihdam sorununu iklim kriziyle birlikte düşünüp örneğin “çevre yönetimi” alanında yeni iş olanakları yaratabiliriz, çünkü yangınlar, seller gibi doğal afetler bu alanda yeni insan kaynağı gerektiriyor. Türkiye’de deprem riski de var. Enerji verimli binalar inşa etmeyi seçmek çok büyük olanaklar barındırıyor, Türkiye, bu alanda 1 milyon kişiye istihdam sağlayabilecek 30 milyar doları bulan bir pazara sahip. Yine Türkiye araç teknolojilerindeki değişimi yakından takip etmeli. Avrupa’da bazı büyük şirketler araçlarında sıfır karbon çelik teknolojisine geçti. Türkiye’nin bu konuda büyük yatırım planları olduğunu biliyorum ancak diğer sektörler dönüşüme dahil edilmeli” dedi. Hallegatte, Dünya Bankası’nın her zaman Türkiye’nin güçlü bir partneri olarak destek olmaya hazır olduğunun altını çizdi.
Kaynak: Gümrük TV