“Lojistik Sektörü Olarak Hızlı Çözümler Üretiyoruz”
Covid-19 salgınıyla birlikte tedarik zinciri, stratejik ürünler, güvenlik, güven, ortak hareket etme ve lojistik gibi kavramlar üzerinden küresel ticaret yeniden tartışılmaya başlandı.Mart 2020'den bu yana tüm dünyayı etkisi altına alan salgın sürecinde tedarik zincirinin kesintisiz devamı yani sürdürülebilirliğinin önemi tekrar ve çok daha net bir biçimde gün yüzüne çıktığını ifade eden UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, küreselleşmenin olumlu ve olumsuz etkilerinin bu süreçte deneyimlendiğini söyledi.
Kapanan sınırların karayolunda, azalan yük hacimlerinin havayolunda, uğrak iptallerinin ve kapanan limanların denizyolunda tedarik zincirinin sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini anlatan Eldener, bu süreçte Türkiye’de toplam taşımacılık faaliyetlerinden sadece yüzde 1'lik paya sahip olan demiryolunun özellikle ön plana çıktığına işaret etti.
Eldener “Salgın sürecinde deneyimlediğimiz en büyük gelişme ise Türk lojistik sektörünün hızlı çözümler üretebilme yetisi oldu. Kapanan her sınıra, her uğrak iptaline karşılık büyük bir kısmı UTİKAD üyesi olan sektör oyuncularımız yeni rotalar ile müşterilerine hizmet vermeye devam ettiler. Tabii ki bunun yanı sıra Türkiye'nin coğrafi konumu ve lojistik ağlar üzerinde stratejik öneminin de etkisi büyük oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Salgın henüz geride bırakılamasa da alınan önlemlerle çalışmaların hız kesmeden devam ettiğini bildiren Eldener, salgını yenmek için de tedarik zincirinin sürdürülebilir olmasının şart olduğunun altını çizdi. Eldener bu süreçte üretime yönelik hammaddelerin taşınmasında sorunlar çıkmış olsa da tıbbi malzemenin trafiği zarar görmeden devam ettirildiğini belirtti.
Mart-Nisan-Mayıs aylarında Türkiye'nin dış ticaretinde iki önemli bölge olan AB ülkeleri ve Ortadoğu-Orta Asya ülkelerinde kısıtlamalara maruz kalındığını söyleyen Eldener, taşıma faaliyetlerinin durma noktasına geldiğini, Türk şoförlere karantina uygulandığını, havayolunda ise getirilen kısıtlamalar ve yasaklamalar nedeniyle pek çok yolcu uçağı sefer iptalinin söz konusu olduğunu ancak kargo uçaklarının bu yasaklardan muaf tutulduğunu, dolayısıyla yolcu uçaklarıyla taşınabilen kargo hacmi piyasadan çekildiğinden, kargo uçaklarına olan talebin arttığını anlattı..
Denizyolunda ise navlunlarda Mart ayı itibarıyla artışlar yaşanmaya başladığını belirten Eldener, “Uzakdoğu'dan gelen yük ve konteyner sayılarındaki azalış nedeniyle, ihracatta boş konteyner bulma sorunları da gündeme geldi. Ayrıca biriken yükler nedeniyle, ihracat gemilerinde yer sıkıntısı da yaşandı. Tüketicilerin Çin-Uzakdoğu mallarındaki endişeleri nedeniyle sipariş ve yük kayıpları yaşandı. Çin'e giden yüklerin zamanında çekilememesi de söz konusu oldu. İtalya'daki karantina nedeniyle ise yüklerin çekilememesi, malların nihai adreslerine sevk edilememesi sorunları yaşandı. Nitekim rakamlar da yaşanan sıkıntıları ortaya koyuyor; planlanan gemi sayısında yüzde 20'lik bir düşüş yaşandı. Konteyner sayıları ise yüzde 25 azaldı, uğrak iptalleri ise 3 kat arttı. Bu da navlunlarda yaklaşık yüzde 30-40 düzeylerinde bir artışı beraberinde getirdi.” değerlendirmesinde bulundu.
Eldener “Sınırlamalar, yasaklar ve tedbirlerle geçirdiğimiz aylar bize bir kez daha gösterdi ki lojistik faaliyetler bir ülkenin can damarı görevindedir ve her şartta devam etmek durumundadır.” dedi.
Pandemi dönemi öncesinde tercihen uygulanan e-ticaret, dijital uygulamalar, evrakta otomasyon sistemlerinin pandemi dönemi ile birlikte tercihten çok zorunluluk olduğunu vurgulayan Eldener, “Bu sektörde kalıcı olmak isteyen her firma gelecek dönem stratejilerine dijital uygulamaları eklemek durumunda olduklarının farkına vardılar. Dijital uygulamaların sektörümüzde gelişmesinin tedarik zinciri yönetimine de olumlu etki yapacağından şüphemiz yok. Pandemi sonrasında bu dönemden edindiğimiz tecrübelerle çok daha kuvvetli olarak faaliyetlerimizi sürdürmek en büyük önceliğimiz olacaktır.” dedi.
Kaynak: Gümrük TV