AYAKKABIDA İTHALAT FREN TUTMUYOR
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, geçen şubat ayından itibaren uygulanmaya başlanan yüzde 10 ilave gümrük vergisine rağmen ayakkabı ithalatında artışın devam ettiğini bildirdi. Ocak-Temmuz döneminde ayakkabı ithalatının değer olarak yüzde 5,8 arttığına dikkat çeken İçten, ihracatın ise yüzde 14,6 daraldığını söyledi.
Ayakkabı, üç yıl öncesine kadar dış ticaret fazlası verdiğimiz sektörler arasında yer alıyordu. 2021’i 512 milyon dolar, 2022’yi ise 338 milyon dolar dış ticaret fazlası ile kapattık. 2022 aynı zamanda 377 milyon çift ve 1,3 milyar dolarla adet ve değer bazında en yüksek ihracatı gerçekleştirdiğimiz yıl oldu. 2023’ten itibaren tablo tersine dönmeye başladı. 2024’te ihracatımız adet bazında 240 milyon çifte, değer olarak 1 milyar 160 milyon dolara geriledi. İthalat ise 2022’deki 43 milyon çift ve 962 milyon dolar seviyesinden 2024’te 76 milyon çifte ve 1 milyar 710 milyon dolara çıktı. Geçen yıl ithal edilen ayakkabıların yüzde 10’u, yani yaklaşık 8 milyon çifti, Çin merkezli e-ticaret siteleri üzerinden ülkemize gönderildi. İthalattaki hızlı artışla birlikte 2024’te 550 milyon dolar dış ticaret açığı verdik. Bu yıl Şubat ayından itibaren uygulanmaya başlanan yüzde 10 ilave vergiye rağmen ithalattaki artış devam ediyor. 2025’in Ocak-Temmuz döneminde ithalat adet olarak 1,7, değer olarak yüzde 5,8 artarken, ihracatımız adet bazında yüzde 39,2, değer olarak yüzde 14,6 daraldı. Ocak-Temmuz dönemini 612 milyon dolar ihracat ve 1 milyar 49 milyon dolar ithalatta tamamladık. Yedi aylık dış ticaret açığı 437 milyon dolara ulaşmış bulunuyor. Özetle artık ayakkabıda ithalat fren tutmuyor.”
HAMMADDE VE YARI MAMUL MALZEMELERİ GÜMRÜK VERGİSİ ÖDEMEDEN İTHAL EDEBİLMELİYİZ
Berke İçten, mevcut durumun aynı şekilde devam etmesi halinde yıl sonunda ayakkabıda dış ticaret açığının 700 milyon dolar seviyesine çıkmasından endişe ettiklerini söyledi. Gidişatı tersine çevirmek için Türkiye’de üretim maliyetlerini düşürecek önlemlerin bir an önce devreye alınması gerektiğini vurgulayan İçten, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz rekabetten asla çekinmiyoruz. Sadece rakiplerimizle eşit şartlarda rekabet edebileceğimiz ortamın oluşmasını istiyoruz. Endonezya’da, Vietnam’da 12 dolar olan bir ayakkabının üretim maliyeti Türkiye’de 20 doları buluyor. 8 dolarlık farkın 4-5 doları genel gider ve işçilikten, kalanı ise ağırlıklı olarak hammadde ve yan sanayi maliyetinden kaynaklanıyor. Mevcut koşullarda işçilik maliyetinde bir şey yapma imkânımız yok. En azından hammadde ve yan sanayi maliyetimizi düşürebiliriz. Özellikle saya, taban ve Türkiye’de üretimi olmayan diğer hammaddeleri, yarı mamul malzemeleri gümrük vergisi ödemeden getirebilmeliyiz. Hammadde ve yarı mamul ithalatından çekinmemeliyiz. Çünkü biz ülkemizde üretilmeyen ya da istediğimiz kalitede olmayan tabanı, suni deriyi, aksesuarı uygun fiyatla ithal edip katma değerli ürüne dönüştürüyoruz. Bu malzemelere yüzde 100’ün üzerinde gümrük vergisi ödediğimiz zaman spor ayakkabı rekabetinde maalesef uluslararası rakiplerimizin gerisinde kalıyoruz. ”
ÇİN MERKEZLİ E-TİCARET PLATFORMLARI ÜZERİNDEN İTHALAT İÇİN ACİL ÖNLEM ALINMALI
Berke İçten, zor bir dönemden geçmelerine rağmen geleceğe dair iyimserliklerini koruduklarının altını çizdi. Ayakkabı sektörünün geçmişte zorlu sınavları başarıyla atlattığını hatırlatan İçten, sözlerini şöyle noktaladı:
“Sektörün mevcut sorunlarını aşacağından hiçbir şüphe duymuyorum. Hammadde ve yarı mamul ithalatında vergiler sıfırlanır ve enflasyonla kur arasında yeniden paralellik sağlanabilirse çıkışımız daha hızlı olacaktır. Ayrıca yerli üretimimiz ve halk sağlığı açısından ciddi bir tehdide dönüşen Çin merkezli e-ticaret platformları üzerinden getirilen ayakkabılarla ilgili de acil önlem alınması gerekiyor. Ticaret Bakanlığımızın bu konu üzerinde çalıştığını biliyoruz. İnşallah sonuçlarını yakın zamanda hep birlikte göreceğimizi ümit ediyorum. Bakanlığımızın
piyasada ‘çakma’ olarak adlandırılan kayıt dışı, sahte ürünlerle de daha etkili mücadele etmesini bekliyoruz. Ülkemizde kayıt dışı üretimin 200 milyon çifte ulaştığını tahmin ediyoruz. Öyle ki iç pazarda satılan ayakkabıların yaklaşık yüzde 40’ını kayıt dışı, sahte ürünler oluşturuyor. Bu ürünler, yabancı markadan daha çok yerli üreticiye zarar veriyor. Çünkü sahte ürünleri üreten işletmeler işini düzgün yapan, vergisini, primini ödeyen firmalara karşı büyük bir haksız rekabet avantajı elde ediyor. Devletimiz de ödenmeyen vergi ve primler nedeniyle yılda en az bir milyar dolar kayba uğruyor.
Kaynak: Evrim