AB Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması Mevzuat Taslağı Üzerinde Ön Uzlaşı Sağlandı
Uludağ İhracatçı Birlikleri, “AB Sınırda Karbon Düzenlemesi
Mekanizması ve Emisyon Ticaret Sistemi” hakkında bir yazı yayımladı.
Yazıda, Ticaret Bakanlığı’nın yazısına atıfla, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin 19.12.2022 tarihli “AB Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ve Emisyon Ticaret Sistemi” konulu yazısında, Avrupa Birliğinin 2019 yılında yayımladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine ulaşılması amacıyla “55’e Uyum (Fit-for-55)” mevzuat paketi altında hazırlanan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) Taslak Tüzüğü üzerinde Avrupa Parlamentosu, AB Konseyi ve Komisyon arasında sürdürülen üçlü müzakerelerin dördüncüsünün 12 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirildiği aktarıldı.
Bu hususta, yayımlanan AB Konseyi ve Parlamento’nun resmi basın bildirileri ile SKDM ve AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) revizyonuna ilişkin Parlamento raportörleri olan Mohammed Chahim ve Pascal Canfin’in ortak basın açıklamasının, üçlü müzakerelerde SKDM mevzuat taslağı üzerinde ön uzlaşının sağlandığına işaret ettiği iletildi.
Buna göre:
- SKDM, 1 Ekim 2023 itibariyle, üç yıllık bir geçiş dönemi uygulaması ile yürürlüğe girecek. Geçiş döneminde ithalatçıların veri toplama ve ürüne gömülü emisyonları raporlama yükümlülüğü bulunuyor. Mohammed Chahim ve Pascal Canfin tarafından yapılan basın açıklamasında ilk etapta yürürlük için 1 Ocak 2023 öngörülmüş olmasına rağmen, bunun teknik olarak mümkün olmadığı; yasal düzenlemenin tamamlanması öncesinde Parlamento Komiteleri ve Genel Kurulu ile COREPER süreçlerinin yürütüleceği ifade edildi.
- SKDM’nin mali yükümlülüklerinin başlayıp, tam olarak uygulamaya girmesi için üç yıllık bir geçişe ihtiyaç olduğu; nitekim bu düzenlemenin dünyada ilk kez AB tarafından getirildiği ancak uygulama için bilgi işlem altyapısının kurulması, ithalatçı ve ihracatçı ülkelerdeki süreçlerin geliştirilmesi gibi ihtiyaçların bulunduğu belirtildi.
- SKDM mevzuatının ürün kapsamı alüminyum, çelik, çimento, elektrik ve gübrenin yanı sıra hidrojeni içerecek şekilde genişletildiği aktarıldı. Hidrojenin kapsama alınması ile hâlihazırda AB içinde yapılması teşvik edilen yeşil hidrojen üretimine yönelik yüksek maliyetli yatırımları korumak üzere, gri hidrojen ithalatının karbon ücretine tabi tutularak adil rekabet koşullarının oluşturulması amaçlanıyor.
- Ayrıca, SKDM kapsamındaki ürünlerin üretiminde kullanılan girdilerden bir kısmı da kapsama alındı. Bu hususta, Mohammed Chahim tarafından “aglomere edilmiş demir cevherleri (agglomerated iron ores)”; “ferro-manganez (ferro-manganese)”; “ferro-krom (ferro-chromium)”; “ferro-nikel (ferro-nickel)”; “kaolin ve diğer
- Kapsama ilişkin diğer bir açıklama ise mevzuatın etkisiz kılınmasını (circumvention) önlemek üzere bazı işlenmiş ürünlerin (downstream products) kapsama dâhil edileceği oldu. Bu hususta, “vida ve cıvatalar (bolts and screws)” kapsama alınacak ürünlere örnek olarak sayılıyor. Ayrıca, SKDM ürünlerini girdi olarak kullanan işlenmiş ürünlerin (downstream products) önümüzdeki dönemde hangi ölçüde kapsama alınacağı konusu, SKDM’nin mali yükümlülükleri başlamadan (geçiş dönemi sona ermeden) 1 yıl önce Komisyon tarafından yapılacak analiz ve değerlendirmeler çerçevesinde gözden geçirilecek. Ayrıca, Komisyon tarafından, geçiş dönemi sona ermeden önce SKDM kapsamının organik kimyasallar ve polimerler de dâhil olmak üzere AB ETS kapsamındaki tüm sektörleri 2030 yılına kadar içerecek şekilde genişletilmesi hususunda da bir analiz yapılacak.
- Buna ilaveten, dolaylı emisyonların, sınırları iyi çizilmiş bir çerçevede kapsama dâhil edildiği açıklandı. Dolaylı emisyonların hesaplanmasına ilişkin metodoloji halen Komisyon tarafından çalışılacak olup, bu husus geçiş dönemi sonlanmadan gözden geçirmeye tabi olacak. Mohammed Chahim, basın açıklaması esnasında, dolaylı emisyonların alüminyum gibi sektörlerde doğrudan emisyonların ötesine geçtiğini ve bunları kapsamayan bir SKDM’nin anlamsız hale geldiğini ifade ederek; dolaylı emisyonların mevzuatın ilk çıktığı aşamada doğru yazımla metne dahil edilmesinin SKDM ile doğru bir mesaj verilmesi açısından önemli olduğuna değindi.
- Mali yükümlülüklerin başlangıcı Komisyon önerisinde 2026 olarak yer almakla birlikte, AB ETS’nin gözden geçirilmesine yönelik devam eden mevzuat çalışmaları kapsamında ücretsiz tahsisatların indirim takvimine göre bu tarih 2027 olarak da değişebilecek. Ücretsiz tahsisatların indirim takviminin, ETS’nin revizyonu ve Sosyal İklim Fonu’na ilişkin 16-17 Aralık 2022 tarihli üçlü müzakerede sonuçlandırılması hedefleniyor.
- 16-17 Aralık 2022 tarihli üçlü müzakerelerde gündeme gelecek ticaretle ilgili bir diğer konu ise AB üretici sektörlerinin talep ettiği, AB ile eşdeğer iklimle mücadele çabası olmayan ülkelere ihracatta destek sağlanması hususu. Pascal Canfin tarafından, ücretsiz tahsisatların sonlandırılması ile ilişkili olan bu konunun ETS müzakerelerinde ele alındığı ve müzakerelerin uzlaşı ile sonuçlandırılabilmesi açısından kilit önemde bir konu olduğu ifade edildi. Bu hususta Canfin, Parlamento’nun pozisyonunun net olduğunu; SKDM ile paralel olarak, AB endüstrisinin en azından bir kısmı için ihracat desteği mekanizması oluşturulmasının AB’de yeşil teknolojilere yatırım yapılması için elzem olduğunu belirtti. Canfin, AB’de yeşil teknolojilere yatırım yapan firmaların, bu yatırımları sonucunda ilave maliyetlerle karşılaşması ve ürünlerini eşdeğer düzenlemeleri bulunmayan ülkelere ihraç ederken piyasa fiyatları ve rekabetçilik anlamında risklerle karşı karşıya gelmesi durumunda ihracat desteğine tabi olması gerektiğini açıklamış; bunun özellikle ABD’nin Enflasyonu Düşürme Yasası (Inflation Reduction Act-IRA) ile birlikte bir gereklilik haline geldiğine değindi. Gelinen aşamada, AB endüstrileri için bu hususta masaya somut bir çözüm getirme arayışına, daha evvel DTÖ kurallarıyla uyumsuzluk nedeniyle olumsuz yaklaşan Komisyon ve Konsey’in de daha esnek yaklaşmaya başladığının altını çizdi.
- Basın açıklaması sırasında gündeme gelen, SKDM gelirlerinin ne şekilde kullanılacağı sorusuna, Mohammed Chahim tarafından SKDM gelirlerinin Üye Devletler tarafından tahsil edileceği, SKDM kaynaklı bütçe gelirlerinin bire bir aktarılması söz konusu olmasa da eşdeğer bir miktarın En Az Gelişmiş Ülkelere ve iklim finansmanına yönlendirilmesi yönünde, SKDM mevzuatının dibace kısmına bir hüküm eklendiğini ifade etti. Chahim, Parlamento olarak bunu i) DTÖ kurallarına uyum açısından, mevzuatın amacının bütçeye gelir elde ile etme değil, iklim değişikliği ile ilişkilendirilmesi gerekliliği ii) AB’nin iklim değişikliğinin finansmanı konusunda sorumluluk üstlenmesi açısından önemli gördüklerini belirtti.
- Canfin ve Chahim’in basın açıklaması esnasında sorulan sorulardan birisi de G7 Liderleri tarafından 12 Aralık 2022’de açıklanan G7 Ülkeleri İklim Kulübü’ne ilişkin olarak, bu kulübün üyelerine SKDM’den muafiyet sağlanıp sağlanmayacağı oldu. Bu hususta, Chahim, uzlaşı sağlanan mevzuat metninde bu hususta hiçbir hüküm olmadığını; SKDM’den etkilenmemenin tek yolunun ülkelerin kendi karbon fiyatlaması (explicit carbon pricing) uygulamalarını getirmesi olduğunu dile getirdi.
- SKDM’nin AB’nin ticaret ortaklarını etkilemesinin beklendiği, esasen amacın da bu olduğu; bu yolla diğer ülkelerin iklim çabalarını artırarak benzer sistemleri kurmasının teşvik edildiği Canfin ve Chahim tarafından vurgulanan bir diğer husus oldu. Chahim, dünyada ilk kez AB tarafından getirilen sınırda karbon düzenlemesi uygulamalarına diğer ülke ve bölgelerin de başvurmamasının düşünülemeyeceğini; bu tarz uygulamaların yaygınlaşması ile güçlenecek iklim değişikliği ile mücadele çabalarının Paris Anlaşması hedeflerinin yakalanması açısından önemli olduğunu ekledi.
İlgili yazı için tıklayınız.
Avrupa Parlamentosu- Basın Özeti, AB Konseyi- Basın Özeti ve G7 Liderler Bildirisi için tıklayınız.
Kaynak: Gümrük TV